Tarih boyunca felsefeden fizik ve kimyaya, psikolojiden simyaya ve daha pek çok farklı disipline, çeşitli alanlarda karşımıza çıkan ve günümüzde bile çok sayıda film ve kitaba konu olan; ateş, su, hava ve toprak elementlerinin sanat alanındaki sembolik değerleri de tartışılmaz. Bu haftaki yazımız da ilhamını tam olarak buradan alıyor. Hazırsanız gelin, resim sanatında dört elementin yerini birlikte inceleyelim.
İtalyan sanatçı Giuseppe Arcimboldo’nun, Habsburg ailesine mensup Kutsal Roma İmparatoru Maximilian II için 1566 yılında yarattığı dört eserlik serisi Dört Element,farklı hayvanlar ve objelerin bir araya gelerek oluşturduğu figürleri ortaya koyuyor. Bu figürlerin dördünü de profilden görüyoruz. Yine dördü de; alegorik bir nitelik taşıyor, göz oyunları barındırıyor ve Habsburg’lulara çeşitli referanslarda bulunuyor.
Figürlerden ilki, Hava’da; gökyüzünün sakinleri kuşların bir araya getirdiği bir erkek kafası yer alıyor. Toprakadlı tablodaki figürü kara hayvanları, Ateş’tekini alev almış odunlar ve ateş topu fırlatıcıları, Su’dakiniyse deniz canlıları oluşturuyor. Dört tabloda da Habsburg ailesi farklı şekillerde temsil ediliyor; örneğin, Ateştablosundaki ateş topu fırlatıcılarına yer verilme sebebi, onların aynı zamanda Habsburg ailesinin sembolü olarak bilinmesi. Böylece Arcimboldo Dört Elementserisi aracılığıyla; dört temel element başta olmak üzere, tüm düzenin hükümdarının Maximilian II olduğunun altını çizmek istiyor.
Joachim Beuckelaer, Dört Element | 1569, 1570
Joachim Beuckelaer’in Dört Element isimli bu serisi; gücünü bolluk ve bereket çağrışımlarından alıyor ve hayatın içinden canlı ve hareketli sahneler yansıtıyor. Balıklar, sebze ve meyveler, hayvanlar, eşyalar, kendi işleriyle bir hayli meşgul görünen insanlar ve arka planda tüm hızıyla devam eden bir koşturmaca. Bu dört sahneden her biri, bir elementi temsil ediyor. Bu noktada Beuckelaer’in dört elementi sergilemek için farklı yiyecek türlerinden yola çıktığını söyleyebiliriz; meyve ve sebzeler toprak, balıklar su, kümes hayvanları hava ve av hayvanları ateş elementini simgeliyor.
İnsana ilk bakışta yüzeysel bir şekilde manav, kasap ya da mutfak sahneleri gördüğünü düşündüren eser; dikkatlice incelendiğinde, ön plandaki figürlerle arka planda olup bitenler arasındaki bağ gün yüzüne çıkıyor diyebiliriz. Örneğin Sutablosunda sergilenen 12 çeşit balık, Hz. İsa’nın 12 havarisinin sembolü. Eser, 2001 yılından beri Londra’daki The National Gallery’de korunuyor.
Jan Brueghel the Younger, Dört Element Alegorisi ile Manzara | 1635
Jan Brueghel the Younger’in Dört Element Alegorisi ile Manzaraadlı tablosunda, yeşillik içinde oturur şekilde resmedilmiş dört kadın için, dört elementin sembolleri diyebiliriz. Su kaynağının hemen yanında oturan ve etrafında balıkların yüzdüğünü gördüğümüz kadın su elementini, elinde bolluk ve bereketi çağrıştıran süs objesi tutan kadın toprak elementini, gökyüzüne uzanan ağaçlar ve kuşlara en yakın konumda duran kadın hava elementini ve zemindeki savaşa özgü teçhizatların arkasında oturmuş olan kadın ateş elementini temsil ediyor.
Eserin yaratım sürecinde daha çok manzara çizimleriyle ilgilenen Jan Brueghel the Younger’a, kadın figürlerini resmederek yardımcı olan Frans Francken II’den de söz etmeden geçmeyelim. Bilindiği üzere, 1600’lü yılların resim sanatı dünyasında sanatçıların bu tip iş birliklerine sıkça rastlanıyor.
Rosalba Carriera, Dört Element Alegorisi | 1741 - 1743
Venedikli sanatçı Rosalba Carriera’nın, Venedik Senatosu’nun papalık elçisi Giovan Francesco Stoppani için yaptığı, yukarıda gördüğünüz Dört Element Alegorisiadlı eseri, 1700’lerde çok sık rastlanan ‘kağıt üzerine pastel’ tekniğinin bir örneği. Elementleri simgeleyen dört kadın figüründen oluşan tablonun en çok öne çıkan özelliklerinden biriyse, sanatçının kullandığı yumuşak ve pastel tonlar.
Dikkatli baktığınızda fark edeceksiniz, dört elementin her bir kadın üzerinden yansıtılış şekli kendine özgü. Her portrede kullanılan renkler, aksesuarlarlar ve hatta kadın figürlerin baktığı yönler bile, özdeşleştirildikleri elementten izler taşıyor. Mavi renklerinin ağırlıkta olduğu Hava’da, kadın figürünün elinde bir kuş tuttuğunu görüyoruz; bakışlarıysa yukarıya, gökyüzüne dönük. Su portresindeki kadının elinde bir balık var, onun bakışlarıysa tam tersi yönde, aşağıya doğru. Toprak tablosunda, güz döneminin bir alegorisi olarak nitelendirilebilecek bir avuç üzümü elinde tutan bir kadın görüyoruz. Ateş’teyse, turuncuya çalan saçlarıyla elinde bir maltız tutan bir kadın figürü yer alıyor.
Adolf Ziegler, Dört Element: Ateş, Toprak ve Su, Hava | 1937
Hitler’in gözde ressamı olarak tanınan Adolf Ziegler’e ait bu tablo, idealize edilmiş kadın bedenleri üzerinden dört elementin temsilini yansıtıyor. Merkezine Aryan ırkına mensup, çıplak olarak resmedilmiş dört kadını alan eserde; ateş elementini simgeleyen meşale ve toprak elementini simgeleyen buğday demeti gibi imgeler kullanılmış. Tablo kompozisyon açısından üçe bölünmüş gibi görünüyorsa da, uzaktan bakıldığında her detayıyla birbirini tamamlayan öğeler içeriyor. Bu niteliğini, dört elementin bütünselliğe vurgu yapan doğası olarak da yorumlayabiliriz.
mataramasu.co ürünlerimize sitemizden ulaşabilir, element temalı SuCo ve sweatshirt ürünlerimize sahip olabilirsiniz.
Bu yazımızda sizlere Tuval Üzerinde Ateş, Su, Hava, Toprak konusundan bahsettik. Bir önceki yazımıza https://www.mataramasu.co/blogs/blog/dunyanin-dort-bir-yanindan-cocuk-cevre-aktivistleri linkinden ulaşabilirsiniz.
Yazan: İrem Bali
Yorum yazın
Tüm yorumlar yayınlanmadan önce incelenir.
Bu site hCaptcha ile korunuyor. Ayrıca bu site için hCaptcha Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.