İki kültür, tek ruh: Merve Hasman Salvatori ile fotoğrafın ötesinde

İki kültür, tek ruh: Merve Hasman Salvatori ile fotoğrafın ötesinde

#SuCoBlog’da fotoğraf sanatçısı Merve Hasman Salvatori’yi ağırlıyoruz. Çocukluğundan itibaren sanata ilgi duyan ve İtalya-Türkiye arasında ilham dolu bir yaşam süren Merve, doğa ve şehir hayatını sanatına yansıtıyor. Fotoğrafçılık serüvenini, dijital dönüşümün sanata etkilerini ve sürdürülebilir sanat anlayışını konuştuğumuz keyifli röportaj şimdi blogda!

Fotoğrafçılıkla tanışman nasıl oldu? Bu alanda kendinizi keşfetme sürecini biraz anlatabilir misin?

Yaratıcı olmanın insanın kendi yaradılışında olduğuna inananlardanım. Ben böyle bir ruhla doğulduğuna inanıyorum. Doğduğunuz aile, çevreniz, yaşadığınız yer, arkadaşlarınız da sizin ilham kaynağınız. Ruh, her şeyi seçmiş oluyor zaten, size de bu bedende hakkını vererek en iyi şekilde icra etmek kalıyor. Çocukken ikizimle boya kavgası yapardık, bir sürü yaşıtımız bebeklerle oynarken biz resim çizerdik. Daha sonra piyano çaldık uzun seneler, orta okulda da büyük bir bale aşkıyla dans ettim. Kısacası, sanat hayatımda hep oldu.

Üniversite için en iyi arkadaşımın peşinden Milano’ya gittim. Tek amacım İtalyanları tanımaktı, okul benim için hep ikinci sırada geldi. Dolayısı ile Milano’da yaşama sevdasına fotoğraf beni seçti diyebiliriz.

Hem Türkiye hem de İtalya gibi iki farklı kültürel atmosfere sahip ülkelerde yaşamak, sanatsal bakış açını nasıl şekillendirdi?

İki farklı ülkede yaşayabilmek benim için bir lütuf. 14 yaşımdan beri yurtdışında yaşadığım için bu durumun kıymetini aslında hep bildim; İki farklı ülkede yaşamak… Biri anavatanın, diğeri ise kendini bambaşka bir şekilde keşfettiğin bir yer. İtalya benim evim, Türkiye benim ülkem. İtalya’da yaşadığım yer ve hayat, 30 yaşımdan beri hayalini kurduğum bir şey; Yaş almadan doğanın içine ve kuş seslerine kendini teslim edebilme durumu… Dolayısı ile kendimi çok fazla dinleme zamanımın da olduğu bir hayattayım. Evimde kendimi dinleyip, üretip, İstanbul’un kaosunda renklendiriyorum. Evet tam da böyle.

Çalışmalarında seni en çok etkileyen tema veya duygular neler?

Keşfetmek, keşfetmek, keşfetmek… Sonsuza kadar keşfetmek istiyorum. Oluşturduğum konseptler sayesinde zaten hiç bitmeyen bir okuldayım.

Dijital teknolojilerin fotoğraf sanatına etkisini nasıl değerlendiriyorsun? Bu dönüşüm senin için ne ifade ediyor?

Dijital teknolojilerin bütün sanat dalları üzerinde etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum. En önemlisi eskiden belki bir editorial çekim için sinema filmi edasında story boardlar hazırlanırken, şimdi internetten bulduğumuz görsel örneklerle hazırlıyoruz. Keza artificial intelligence, benim brainstroming için kullandığım bir şey… Üçboyutlu bir fikir hakkında bile size aşağı yukarı bir görsel çıkartıyor mesela. En azından kafanızdakini o hale dönüştürdüğünüzde size bir ön izleme sunuyor.

Günümüzde sosyal medya ve dijital platformlar, sanatçıların çalışmalarını sergileme ve kitlelere ulaşma biçimini nasıl değiştirdi? Sen bu dönüşümü nasıl deneyimledin?

Sosyal medya ve dijital platformlar herkes adına çok büyük bir görünebilirlik kaynağı oldu. Bundan 20 sene önce ancak çok büyük imkanlarla kendini gösterme şansın varken, şimdi milyar insana ulaşabiliyorsun. Doğru kullanıldığı takdirde gerçekten çok verimli olduğunu düşünüyorum.

Fotoğraf dışında kendinizi ifade etmek istediğiniz başka sanatsal alanlar var mı?

Kızımın doğumu ile pandoranın kutusunu açtım ve içimdeki sanatçının çok farklı yönlerine şahitlik ediyorum bugün. Bir tek fotoğraf ile sınırlı kalmayıp, ulaşılabilir sanata nasıl destek verebilirim diye düşünürken kendimi şahane bir dünyanın içine çekmiş oldum. İstek üzerine, tamamen kişiye özel sanat eserleri ve projeler yapıyorum. Birilerinin hayalini gerçekleştirirken, bir sürü materyal tanıyorum. Bugün mermerden dikişe, camdan çizime, kâğıt heykellerden karakaleme bir sürü yönde daha nasıl iyi bir ben olabilirime bakıyorum.

Çekimlerinde doğal unsurlar sıkça yer alıyor. Doğanın görsel dili, senin için bir sanatçı olarak ne ifade ediyor?

Doğaya her baktığımda biz gerçekten sanat mı yapıyoruz sorusu geliyor aklıma. Asıl sanat eseri o çünkü! Tarifsiz güzelliğine hayran kalmamak mümkün değil.

Çalışmalarında doğanın veya şehirlerin yer alması bir tercih mi, yoksa bir gereklilik mi?

Göreceli bir şey yapıyorum dolayısı ile hiçbir kaide, kural ile kendimi sınırlamıyorum.

Peki Merve son olarak, neye "alışman lazım"?

Empati kurmaya... 

Sonraki gönderi

2025’te hayatımızı değiştirecek 7 yenilik

Yorum yazın

Tüm yorumlar yayınlanmadan önce incelenir.

Bu site hCaptcha ile korunuyor. Ayrıca bu site için hCaptcha Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.

Müşteri Hizmetleri

Bize hafta içi 09:00 - 17:00 saatleri arasında hello@mataramasu.co adresine mail göndererek ulaşabilirsiniz.

Güvenli Ödeme

iyzico altyapısı ile ödemeler hızlı, kolay ve güvenli.

Ücretsiz Kargo

1.500 ₺ ve üzeri alışverişlerde kargo bedava!

Öğrenci İndirimi

.edu uzantılı öğrenci e-postanızla kaydolarak, size özel indirim koduyla alışveriş yapabilirsiniz!